1. (a) haber almak, haberdar olmak, öğrenmek, (b) küstahlaşmak, haddini bilmemek, ukalâlık yapmak.
    Don't
    get wise with me, young man! Bana ukalâlık yapma (haddini bil), delikanlı!
olan bitenin doğrusunu bilmek Fiil
I'm wise to him/I've got wise to him and his game (= cheating): Onu ve yaptığı dalavereleri/çevirdiği
dolapları bilirim. If you don't get wise to yourself and start studying, you will fail the course: Aklını başına alıp çalışmaya başlamazsan dersi başaramazsın.